Aile Mahkemesinin Tanımı
“Aile mahkemesi nedir?” dendiğinde, aile mahkemesi 2003 yılında aile hukukundan doğan uyuşmazlıkları çözmek için kurulmuş olan hakimin yanı sıra psikolog, çocuklar için pedagog gibi uzmanların da hakime yardımcı olarak çalıştığı mahkemedir. Ülkemizde 2003 yılına kadar aile mahkemesi bulunmamaktaydı, aile hukukuna ait davalar asliye hukuk mahkemelerinde görülmekteydi. Aile mahkemelerinin kurulmasıyla hem aile hukuku alanında hukuki uzmanlaşmanın yolu açılmış hem de ailenin korunmasına yönelik koruyucu, eğitici önlemler alma gibi işlevler de bu mahkemeler tarafından yerine getirilmeye başlanmıştır.
Aile toplumun en küçük yapıtaşıdır bu sebeple gerek örf ve adetlerle gerek hukuk kurallarıyla aile kurumu devlet tarafından korunmaya çalışılmaktadır. Nitekim Anayasanın 41. Maddesinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve devletin ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocuklarının korunması için gerekli tedbirleri alacağı ve gereken teşkilatı kuracağı belirtilmiştir.
Aile mahkemeleri her ilde ve nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde kurulur. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde davalara asliye hukuk mahkemeleri bakacaktır.
Aile Mahkemesinin Görevleri Nelerdir?
“Aile mahkemesi hangi davalara bakar?” sorusunu yetişkinler ve küçükler olarak iki grup halinde örnekseme yoluyla sıralayarak cevaplayabiliriz.
Yetişkinler Hakkında
- 1)Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Korunmasına Dair Kanun ile belirlenmiş olan tedbirler,
- 2)Boşanma davaları
- 3)Evliliğin iptali ve butlanı davası
- 4)Boşanma davaları sonucunda mal paylaşımı davaları
- 5)Aile mallarının korunması davası
- 6)Nişanın bozulası sonucu açılan davalar
- 7)Vesayet davaları
Küçükler Hakkında
- 1)Bakım ve gözetime ilişkin nafaka konusunda gerekli önlemleri almaya,
- 2)Sağlığı, gelişimi tehlikede bulunan veya terk edilmiş halde kalan çocuğu, ana babadan alarak güvende olabileceği başka bir yere yerleştirmeye
- 3)Küçüğün mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya,
- 4)Çocuğu bir iş veya zanaat öğrenmesi amacıyla bir kuruma yerleştirmeye ilişkin kararları aile mahkemesi vermekle görevlidir.
Aile Mahkemelerinin Yargılaması
Aile mahkemeleri önlerine bir uyuşmazlık geldiğinde davanın esasına girmeden önce tarafları uzlaşmaya çağırır. Bunun sebebi ise aile kurumundaki sevgi ve saygının korunmak istenmesidir. Taraflar arasında sulh sağlanamazsa hakim yargılamaya devam ederek davanın esasına girer. Aile mahkemesinde yargılamanın saadeti açısından her aile mahkemesinde birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı uzman olarak görevlendirilir.
Boşanma Davasında Özel Yargılama Usulü
İster çekişmeli ister anlaşmalı boşanma davası olsun “boşanmak için nereye başvurulur?” sorusunun cevabı aile mahkemesidir. Yani özel olarak boşanma mahkemeleri diye bir mahkeme yoktur. Boşanmak isteyen çiftlerden biri iki nüsha dava dilekçesi, varsa eklemek istediği belgeleri ve nüfus cüzdanı fotokopisini ekleyerek boşanmak için aile mahkemesine başvurur, boşanma davasını avukatsız olarak kendisi de açabilir. Ancak özellikle çekişmeli boşanma davalarında tarafların boşanma avukatı olması taraflar lehinedir. Çekişmeli boşanma davasına bakmaya yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi, davacı tarafın yerleşim yeri mahkemesi veya boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri kullandıkları yerdeki aile mahkemesi olabilir. Anlaşmalı boşanma davası ise herhangi bir adliyede açılabilir. Yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından tarafların yerleşim yerinin bir önemi yoktur. Anlaşmalı boşanma davasının en önemli unsuru boşanma protokolüdür. Tarafların hazırlayarak imzaladığı anlaşma aile mahkemesi hakimi tarafından duruşmada onaylanarak anlaşmalı boşanma kararı verilir.
Boşanma davasına özgü bazı usuller vardır:
- 1)Hakim boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına ikna olmadıkça, bu olgular ispatlanmış sayılmaz
- 2)Hakim bu olgular hakkında taraflara yemin öneremez
- 3)Tarafların bu konulardaki her türlü kabulü hakimi bağlamaz
- 4)Hakim kanıtları serbestçe değerlendirir.
- 5)Boşanma veya ayrılığın sonuçlarına ilişkin anlaşmalar hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
Aile Mahkemesi Kararlarına Karşı İstinaf Ve Temyiz Başvurusu
İstinaf, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların hem olay yönünden hem de hukuki yönden üst dereceli mahkeme tarafından denetlenmesidir. İstinafa başvurulduğunda ceza davası veya hukuk davası dosyası, İstinaf Mahkemesi yani Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından incelenerek yerel mahkemenin kararı denetlenir. Temyiz ise istinaf mahkemesi kararlarının hukuki denetimini konu edinir. İstinaf incelemesi sonucu verilen karara karşı belli yasal koşullar varsa Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılabilir.
Aile Hukuku Mahkemelerinin kararlarına karşı da Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki unsurlar yerine geldiğinde pek tabi istinaf ve temyize başvurulabilir. İstinafa başvurulabilmesi için ilk derece mahkemesinin nihai bir karar vermesi gerekir. Diğer bir nokta eğer aile mahkemesinde görülen dava malvarlığına ilişkin ise, miktar ve değeri 3.560 TL’yi geçen davalar ancak istinafa götürülebilir bu değerin altındaki davalar için ilk derece mahkemesinin verdiği kararlar kesindir. Fakat eğer aile mahkemesinde görülen dava malvarlığına ilişkin değil ise burada azami bir değer belirlemeksizin dava sonucuna karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Temyiz incelemesinde ise Yargıtay tarafından hukuka ve kanuna uygunluk denetimi yapılır. Kural olarak BAM tarafından verilen temyizi kabil kararların iptali için temyize gidilebilir. Aile Mahkemelerini ilgilendiren konularda da HMK 362’deki unsurlar yerine gelirse pek tabi temyize gidilebilir. Bu noktada şu istisnalardan bahsetmek gerekir. Eğer çekişmesiz yargıyla ilgili dava varsa bunun için temyize başvurulamaz; örneğin anlaşmalı boşanma. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar için temyize gidilemez. Yine geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar ile eğer davanın miktar ve değeri 47.530 lirayı geçmiyor ise bu kararlara karşı da temyize başvurulamaz.
Örnek Aile Mahkemesi Yargıtay Kararı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
- 2017/1159
- 2018/11427
- 13.11.2018
Dava konusu, nişan hediyelerinin iadesi istemi ve buna bağlı olarak alacak, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında sadece nişan ve imam nikahı olduğu, resmi bir nikah olmadığını, davalının resmi nikah yapmaya yanaşmadığını iddia etmektedir. Bu nedenlerle davacı düğünde takılan altınlarla, çeyiz eşyalarının bedelini talep etmekte ayrıca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini mahkemeden istemektedir. Aynı zamanda iki tarafta resmi nikah olmadan bir arada yaşadıklarını doğrulamıştır.
Yargıtay tüm bu nedenler sebebiyle olayda nişanlılığa dair korunacak bir birliktelik olmadığını taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiil hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle söz konusu uyuşmazlığı çözmede görevli mahkeme aile mahkemesi olmayıp, asliye hukuk mahkemesidir.